e-ISSN: 3023-641X
Yayın Aralığı: Yılda 2 Sayı
Başlangıç: 2023
Yayıncı: İstanbul Aile Vakfı

İslam Hukuku Açısından Cedaw’a Bakış

İslam Hukuku Açısından Cedaw’a Bakış

Makale Yan Taraf

Akif Dursun

Özet

Tam adı, “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” olan CEDAW, 18 Aralık 1979’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilmiş, 1981’de yürürlüğe girmiştir. Türkiye’nin 20 Aralık 1985 tarihinde katıldığı Sözleşme’ye 2022 yılı itibari ile 189 devlet taraf olmuştur.

Başlangıçta belirtilen ve maddelerde yer alan hususlara göre CEDAW’ın en temel amacı kadınlarla erkeklerin sadece hukuk alanında değil hemen her alanda eşitliğini sağlamak ve her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmaktır. Türkiye Cumhuriyeti döneminde imzalanan uluslararası sözleşmelerden mer’î hukuka en etkili sözleşmenin CEDAW olduğu söylenebilir. Kabul edildiğinden günümüze kadar gelen süreçte Anayasa dahil tüm mevzuatta CEDAW’ın etkisini görmek mümkündür. Bunun yanında Sözleşme’ye uyumlu politikaların toplum sosyolojisindeki etkisi de çok yüksektir. Bununla birlikte literatür incelendiğinde, ülkemiz açısından öneminin ve etkisinin yeterli düzeyde fark edilmediği anlaşılmaktadır.

Tespit edebildiğimiz kadarıyla CEDAW’ı İslam hukuku açısından değerlendiren Arap dünyasında hazırlanmış bazı yüksek lisans tezleri; farklı ülkelerde yayınlanmış Arapça, İngilizce, Malayca ve Endonezce makaleler bulunmaktadır. Tezler genel itibariyle yüzeysel kalmış; CEDAW Komitesi’nin tavsiye kararlarına veya raporlara atıfta bulunulmamış, hazırlandıkları ülkelerin kanunlara tesirleri üzerinde de durulmamıştır. CEDAW’ı İslam hukukuna göre değerlendiren Türkçe bilimsel bir makale ise bulunmamaktadır.

Bu araştırmada üç husus açıklanmaya çalışılmıştır: 1- CEDAW’ın ne olduğunun ve neleri içerdiğinin ortaya konması; 2- Türk hukukundaki etkilerinin boyutu; 3- İslam hukukuyla uyumsuz olan maddeleri ve hükümleri. Makale hazırlanırken Sözleşme maddelerinin nasıl anlaşılması gerektiği hususunda CEDAW Komite’sinin açıklamalarına müracaat edilmiştir. Ayrıca özellikle Türkiye’nin verdiği periyodik raporlar ve bunlara Komite tarafından verilen cevap ve tenkitler de incelenmiştir.

Makale Detayları